Kış ayının gelmesi demek yorgan demek, sıcacık yün yorganın altında uyumak demek.
Soğukların başlaması ile birlikte, yün yorgana talep arttı. Genellikle çeyiz için dikilen ve köy yerlerinde kullanılan yün yorganlar artık şehirlerde de doğalgaz ve elektrik faturalarının artmasıyla daha çok tercih edilir hale geldi.
Adana’dan gelip Amasya’da 17 yaşında yorgancılık mesleğine başlayan, yaklaşık 57 yıldır yorgancılık yapan Yalçın Kure, yorgancılık mesleğinin kalfa bulamadıkları için yok olmak üzere olduğundan yakındı.
Kardeşi ile beraber Yüzevler Mahallesinde, hem üretip hem de satışını yaptıkları yorgancılık mesleğini yaşatmaya çalışan Yalçın Kure, yün yorgan hakkında bilinmeyenleri anlattı.
Yorgancı Yalçın Kure “Biz burada iki kardeş çalışıyoruz. 1948 doğumluyum, 1965 de bu mesleğe başladım hala yorgancılık mesleğini severek yapıyorum. Benim memleketim Adana. Adana’dan teyzemlerin yanına Amasya’ya geldik bu mesleği öğrendik. Sonrada Amasya’nın damadı olarak bu şehirde kaldık ve mesleğimizi devam ettirmeye başladık. Amasya halkı sıcak kanlıdır. Bizleri de bağrına basınca burada kaldık.
Bizim işimiz yün yastık, yün yatak ve yün yorgan imalat etmektir. Mesleğimiz ölmeyen bir meslektir. Halkımıza bizim tavsiyemiz yün yorgan kullanmalarıdır. Amasya’mız İç Anadolu iklimine mensup olduğu için kışlar soğuk geçer. Yün her zaman sıcak tutar ve sağlıklıdır. Buna dikkat edilmesinde fayda var. İşimizde yüzde 90 dikkat ettiğimiz şey siparişlerimizi yünden yapmaktır.
Çift kişilik yorganlara şu anda 4 kilo, tek kişiliklere 3 kilo yün kullanıyoruz. Müşterilerimizin tercihine göre bu durum değişiyor.
Yün yorganların şu anda maliyeti bizim imalatımızda 400, 450, 500 arası değişiyor. Tek kişilikler 300, 400, 450 TL olarak değişiyor. Çünkü malzemeler standart olmadığı için fiyatlarda değişiyor. Müşterinin beğenisi ve isteğine göre çalıştığımız için sabit bir fiyat söyleyemiyoruz.
Yün teminini köylülerden yapıyoruz. Köylü kadınlar yünleri yıkayıp temizleyip bize getirip satıyorlar. Bu konuda yünün temiz olması şartı bizim için çok önemli.
Yünü halkımız dışladı. Ben buna çok üzülüyorum. Yünün faydaları anlatmakla bitmez. Alerjik durumu olanlar yün yorganı tozlu olduğu için kullanmıyor. Ama aslında o toz sandıkları şey koyunların senede değiştirdikleri deri kalıntıları. Bu kalıntılar yüne yapışabilir. Yapışan bu deri parçaları kurudukça dökülür. Zararlı değildir. Vatandaşımız bilmediği için toz olarak kabul ediyor bunu.
Yünün faydaları anlatmakla bitmez. Bildiğim kadarıyla tabir etmem gerekirse koyun yününden yapılmış yorgan, yastık ve döşekle uyursanız, sabaha dinlenmiş olarak kalkarsınız. Çünkü koyun yünü, vücutta biriken negatif enerjiyi alır. Böylece bedenimizde oluşan yorgunluk ve rehavet üzerimizden kalkmış olur. Koyun yünü ısıyı dengeleyicidir. Soğuğu geçirmez. Yün terletmez, teri emer, ter yapmaz. Alerjik değildir ve alerjik ortamların oluşmasına fırsat vermez. Koyun yünü uzun ömürlüdür, elyaflar gibi hemen bozulmaz.
Bu mesleğin en büyük sorunu kalfa bulamıyoruz. Gençlerimiz heves etmiyor bizler yaşlandık. Bizde elimizden geldiği kadar halkımızın işini görüp memnun etmeye çalışıyoruz.” Şeklinde konuştu.