Hepimizin malumu olduğu gibi , özellikle Malatya ve Elazığ illerimizde şiddetle hissedilen ve yıkıma sebep olan, can kayıpları ile sonuçlanan depremin yaralarını devlet ve millet olarak sarmaya çalışıyoruz. Biz de bu kapsamda diğer kardeşlerimiz gibi katkı sunmak , bir nebzede olsa yaralara merhem sürebilmek adına buradayız. Deprem ve sonuçlarıyla bir kez daha yüzleşen ülkeme geçmiş olsun diyor, yaralı kardeşlerime şifa , hayatını kaybedenlere rahmet diliyorum. Aslında depremin ilk gününden itibaren farklı kaynaklardan karınca kararınca yardım ulaştırmaya gayret ettim. Sosyal medyada ayağında ki çorabı depremzede kardeşimize veren askerimizin haberi beni çok etkiledi. Düşündüm sonra bizim cüssemizde insanlara kolay kıyafet bulunmaz, her elbise bize olmaz. Orada da bizim gibi pehlivan yapılı dostlar mutlaka vardır, bu kıyafetler onlara ulaşır ve bedenlerini ısıtır inşallah. Beni çok rahatsız eden bir husus olduğu için belirtmek istiyorum. Bildiğiniz gibi toplumsal alan içinde bir çok konumda bulundum. Kimi şampiyon bir sporcu, kimi sivil toplum kuruluşu lideri, kimi günde bir siyasetçi olarak milletimin karşısına çıktım. Lakin bugün sadece Cenabı Hakkın garip bir kulu, bir insan olarak buradayım ve bir insan olarak vazifemi yapıyorum. Yaşanan bu acı olayın bizi birlik içinde olmaya yöneltmesi gerekirken, bu olay üzerinden yürütülen siyasi rekabetten müthiş rahatsızım. Bu rahatsızlığımı dile getirirken bile üzülüyorum. Benim büyük milletim biz bu değiliz , lütfen yapmayın. Acılar üzerinden sağlanacak rant bizi felakete götürür ne olur yapmayın Kimseye de bir fayda sağlamaz…
Bu vesileyle bir kez daha kaybettiğimiz kardeşlerimize Allah’dan rahmet diliyorum,yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum,
Allah bir daha yaşatmasın,büyük milletimize başsağlığı diliyorum… Son cümle spor yaparken gururla taşıdığım , sonrasında büyük Türk Milletinin emeneti olarak sakladığım milli takım eşofmanını asıl sahibine, yani yüce Türk Milletine teslim ediyorum.