Amasya Belediye Başkanı Mehmet Sarı, Amasya ve İlçeleri Alevi Vakıf ve Dernekleri Bileşenleri tarafından düzenlenen ebedî âleme göç edişinin 750’inci yılında Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerini anma programına katıldı.
Hacı Bektaş-ı Veli’nin vefatının 750’inci yıldönümü nedeniyle Amasya Valiliği ve Amasya ve İlçeleri Alevi Vakıf ve Dernekleri Bileşenleri tarafından düzenlenen anma etkinliğine Belediye Başkanı Mehmet Sarı’da katılım sağladı. Programa ayrıca, Vali Mustafa Masatlı, Vali Yardımcısı Bekir Sıtkı Dağ, İlçe Kaymakamları, İl Emniyet Müdürü Ali Kemal Kurt, Alevi dernekleri ve vatandaşlar katıldı.
‘İNSANLIĞIN HACI BEKTAŞ-I VELİ’Yİ ANLAMAYA ÇOK İHTİYACI VAR’
Hacı Bektaş-ı Veli gibi saygın kişilerin madden olmasa da manen toplumun içinde yaşadığını belirten Amasya Belediye Başkanı Mehmet Sarı, konuşmasında şunları söyledi;
“Bizim ve diğer milletlerin bu şekilde andıkları önemli şahsiyetleri var. Zaten insanlık ailesi de böyle muhterem şahsiyetlerin nasihatlerine kulak verdiği için varlığını devam ettirdi. Birleşmiş milletler eğitim, bilim ve kültür örgütü (UNESCO) her yıl bir anma, kutlama kararı almaktadır. Unesco’nun 40’ıncı genel konferansında alınan kararlar doğrultusunda bu yıl Hacı Bektaş-ı Veli yılı olarak kabul edildi. Biz de Hacı Bektaş-ı Veli’yi vefatının 750’inci yıl dönümünde anıyoruz. Bir büyüğümüzü anmak mutlaka çok önemli. Ancak büyüklerimizi aklımızda, gönlümüzde sözleriyle, davranışlarıyla yaşattığımıza göre benim için onları anlamak daha önemli. Çünkü hem bizim, hem bütün insanlığın Hacı Bektaş-ı Veli’yi anlamaya çok ihtiyacı var. Hacı Bektaş-ı veli, pir-i Türkistan Ahmet Yesevi’nin 12’inci yüzyılda bugünkü Kazakistan topraklarında yaktığı meşaleyi Anadolu’ya taşıyan horasan erenlerinden. 13’üncü yüzyıldan günümüze ulaşan birleştirici bir büyüğümüz. Moğolların Anadolu’yu kasıp kavurdukları dönemde, ahi Evran hazretleriyle kurdukları ahilik teşkilatıyla Türk milletinin ümidini canlı tutan manevi önderlerden. O, Türkistan ile Anadolu arasında gönül köprüsü kurmuş ve Türkistan’dan akın akın Anadolu’ya göç eden Türklere kılavuz olmuştur. Dergâhını bir eğitim yuvası olarak kullanmış ve milletimizi irşad eden talebeler yetiştirmiştir. Böylece kültürlerin, inançların buluştuğu, kaynaştığı Anadolu’da Türk milletinin kalıcı olmasını temin etmiştir. Onun yaşadığı dönem son derece buhranlıydı. Anadolu bir yandan Moğollar tarafından istila edilmiş, diğer yandan haçlıların saldırısına maruz kalmıştı. Kan ve gözyaşının yaygınlaştığı dönemlerde insanlar sevgiye, barışa, hoşgörüye hasret duyarlar. İşte Hacı Bektaş veli, öldürmenin, kan dökmenin sıradanlaştığı o dönemde “incinsen de incitme” diyerek sevgiyi, barışı, hoşgörüyü tavsiye etti. İnsanı varlığın merkezine koyan anlayışıyla insanlara hitap etti ve “yolumuz ilim, irfan, insanlık sevgisi üzerine kurulmuştur” diyerek insanlara takip etmeleri gereken yolu gösterdi. Onun bu anlayışının kaynağı Kur’an’dı. Çünkü Allah Kur’an-ı Kerim’de insanı yaratılmışların en şereflisi olarak nitelendirmiştir. Ayrıca insanı yaratılmış diğer varlıkları korumakla görevlendirmiştir. Dolayısıyla o da insanın yeryüzünü güzelleştirmek gibi bir sorumluluğu olduğunu hatırlatmıştır” dedi.
‘HACI BEKTAŞ-I VELİ TÜRK KÜLTÜRÜNÜN MANEVÎ MİMARLARINDANDIR’
Sözlerinin arasında şiddete, kavgaya, saldırganlığa yer vermeyen ilim insanı olan Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerinin her anlamda örnek alınması gerektiğini vurgulayan Başkan Sarı konuşmasının devamında;
“Daima birlikten, dirlikten, kardeşlikten söz etmiştir. Bu arada hepimizin bildiği “eline, beline, diline sahip çık” nasihati ile bir milletin ana sütunlarının neler olması gerektiğini tarif etmiştir. Birçok kişi Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerinin bu sözünü edepli kişi olmak anlamında yaptığı bir nasihat olarak yorumlamıştır. Oysa bu sözü ile Türk milletine döneminin tehditleri karşısında sahip çıkması gereken değerlere dikkat çekmiştir. El ya da il; Türk dilinde yaşanılan yer, vatan demektir. Eline sahip çık diyerek yaşadığın yerleri korumak için mücadele et demiştir. Beline sahip çık diyerek de soyunu muhafaza et demiştir. Çünkü Anadolu’ya henüz yerleşen Türk milleti o dönemde hem haçlıların, hem Moğolların saldırısına maruz kalmıştı. Bunun yanında diline sahip çık demiştir. Karaman oğlu Mehmet Bey’in her yerde Türkçe konuşulması konusunda fermanını 1277 yılında yayınlamıştı. Hacı Bektaş-ı Veli, Karamanoğlu Mehmet Bey’den önce yaşadı. Dolayısıyla “diline sahip çık” sözünü Karamanoğlu Mehmet Bey’den önce söylemiştir. Bu sözü söylemesi de Türk milletinin kimliğini oluşturan Türk dilinin yaşatılması içindir. İşte hacı Bektaş Veli’yi anmanın yanında anlamak daha önemli dememin sebebi budur. Çünkü o Anadolu’nun ruh iklimine bir yandan sevgi mayası çalarken, diğer yandan kimliğini, kültürünü hatırlatmaya çalışmıştır. Türk milleti Anadolu’da yüzlerce yıldır barış içinde, bir ve beraber yaşıyorsa bunda Hacı Bektaş-ı Veli dergâhının büyük katkısı vardır. Çünkü o dergâh daima yapıcı olmuş ve birliğe, kardeşliğe davet etmiştir. Bu sebeple insanlar Hacı Bektaş-ı Veli’yi akıllarında değil, gönüllerinde taşımıştır. Türk kültürünün manevî mimarlarından Hacı Bektaş-ı Veli gibi bir değerimizi anmak, anlamak her zaman önemlidir. Sahip olduğumuz her şey imkânlarımızı artırabilir. Denizleri aşabilir, dünya dışına çıkabilir, dağları delebiliriz. Belki yüzlerce kat binalar da yapabiliriz. Ama sahip olduğumuz hiçbir imkân, hiçbir güç sevgi, hoşgörü kadar gönlümüzü rahat ettirmez. Sahip olduğumuz imkânlar belki bizi daha tahrip edici, daha yıkıcı yapabilir ama hiçbir şekilde insanların yüzünü güldürmemizi sağlamaz. İşte Hacı Bektaş-ı Veli, insanımızın yüzünü güldürmüş ve kültürümüzdeki, inancımızdaki yerini o şekilde almıştır. Hacı Bektaş-ı Veli gibi bizleri 750 yıllık geçmişe götüren değerlerimizi anlaşılması ve bütün dünyaya anlatılması bizim en büyük sorumluluğumuzdur. Amasya ve ilçeleri alevi vakıf ve dernekleri bileşenleri tarafından düzenlenen anma etkinliğinin bu anlamda çok isabetli olduğunu düşünüyorum. Birliğimizin, kardeşliğimizin manevî mimarlarından Hacı Bektaş-ı Veli’nin özellikle genç nesillere tanıtılması için bu tür faaliyetlerin devam ettirilmesi gerektiğine inanıyorum. Bu duygu ve düşüncelerle, Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri’ni ebedî âleme göç edişinin 750’inci senesinde rahmetle anıyorum. Bu vesileyle milletimize, devletimize hizmet eden, hür ve müstakil yaşamamızı temin eden başta gazi Mustafa kemal Atatürk olmak üzere bütün büyüklerimizi dualarla yâd ediyorum” diye konuştu.
Daha Amasya Valisi Mustafa Masatlı’da konuşmasında “Anadolu coğrafyasının gönül sultanlarından Hacı Bektaş-ı Veli’yi Hak’ka Yürüyüşünün 750. Yıldönümünde rahmet ve hürmetle yad ediyorum” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından Hamdullah Efendi Yaşatma ve Kültür Derneği tarafından semah yapıldı. Ardından sanatçılar, Haluk Tolga İlhan ve Yerel Ozanlar Dinletisi ve Gülcihan Koç tarafından gerçekleştirilen konser sonrasında program sona erdi.