Ak parti Amasya Milletvekili Mustafa Levent Karahocagil, elbette ister büyük ister küçük olsun bağımsızlığı kabul edilmiş her devletin egemenlik hakkı vardır. Etnik milliyetçilik adı altında başka hesaplar güdülerek bir ülkenin işgal edilmesi kabul edilemez, akla mantığa sığmayan, uluslararası hukuka aykırı olağanüstü bir durumdur dedi.
Karahocagil, “Ancak ABD ve Avrupa Birliği’nin de bu durumu bahane edip Rusya’ya yaptırım uygulamaya çalışması; medeni, barışçıl, hak ve özgürlük yandaşı ülkeler olduklarından değildir.
Geçmişten günümüze kadar tanıklık ettiğimiz birçok olayda başrol oynayan, maskelerinin altında gerçek yüzlerini bildiğimiz ABD ve Avrupa ülkeleri, Afganistan, Irak, Somali, Filistin’de yaşanan savaşlarda neredeydiler. Neden güvenlik adı altında kadın, çocuk ayırt etmeden sivil halka yapılan işkence ve cinayetlere göz yumuldu? Neden Rusya üzerinde uygulanmak istenen yaptırımlar o zaman bu ülkeler için gündem olmadı?
Ben söyleyeyim.
Afganistan, Irak, Somali’deki işgalleri gerçekleştiren ABD,
Afrika’da askeri operasyonları yapan Fransa,
Her gün Filistin topraklarına biraz daha biraz daha deyip el koyan ve kendine yurt yapmaya çalışan İsrail.
Maalesef diğer ülkeler üzerinde üstünlük kurmak adına siyasi, iktisadi, nükleer, askeri hatta ve hatta kültürel değişimi sağlayarak egemenliklerini tüm dünya üzerindeki topraklarda kurmaya çalışan bu hegemon güçler için bir yaptırım uygulanması akıllara gelmedi.
Gündemden de takip ettiğimiz gibi Batı ülkeleri şu savaş sürecinde bile ayrımcı, ırkçı tutumlarını devam ettirmektedirler.
Şu anda soğuk kış şartlarında korkuyu iliklerine kadar yaşamış insanlar,sırf renklerinden, ırklarından dolayı sınırda bekletiliyorlar. Kadını, yaşlısı, çocuğu yani savaşın çıkmasında en ufak bir rolü, suçu, günahı olmayan sivil insanları ne geri gidebiliyorlar ne de Polonya, Romanya ya da başka ülkelere geçmelerine izin veriliyor.
Hatta ve hatta Polonya, Romanya sınırında yabancı uyruklu olup Ukrayna’da yaşayan insanlar trenlerden, otobüslerden zorla indiriliyor.
Şükürler olsun Dışişleri Bakanlığı bu ayrımcı ve aşağılayıcı tutuma müsaade etmeyerek Türk vatandaşı olan ve Ukrayna’da ikamet eden 11 binden fazla vatandaşımızıTürkiye’ye getirdi.
ABD ve Avrupa ülkelerinin, Rusya’ya uygulamak istediği yaptırım Putin’e geri adım attırmaz. Doğalgaz üzerinden yapılan tehditler kimseye fayda getirmeyeceği gibi herkesin fazlasıyla zarar göreceği de görünen bir gerçektir. Tedarik zincirinin bozulması dünya piyasasının bozulmasına ve maalesef orta, uzun vadede yaptırımların olumsuz etkisini göreceğiz.
Ukrayna – Rusya savaşı ne kadar sürer bilinmez; ancak bu kadar çok insanın silahlandığı ülkede kısa vadede sorunun çözüleceğini, sokak çatışmalarının sonlanacağını düşünmek çok ütopik olur.
5 kat daha güçlü orduya sahip olan Rusya, aslında ABD ve AB ülkelerine karşı yapmış olduğu bu savaşta hedefi Polonya oradan da yol alabildiğine ilerlemek olacaktır. Batı yönüne ilerleyen bu kaos belki de doğu yönünde de ilerleyecektir.
Bu nedenle stratejik bir konuma sahip Türkiye’nin yaşanabilecek risklere karşı öngörülü olup doğu ve batı kanadında da denge sağlayıcı duruşunu korumaya devam etmelidir. Türkiye’nin bir yandan NATO ülkesi olması, AB ile olan ilişkileri diğer yandan Ukrayna ile tesis edilen stratejik iş birliği ve Rusya ile savunmadan enerjiye, tarımdan turizme kadar birçok alanda kurulan işbirlikçi bağları nedeniyle kutuplaşmadan uzak dengeli ve dikkatli politikalar uygulamayı sürdürmelidir.
Oysa ki İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ‘Putin haddini aşmıştır. Vakit boş laf değil, yaptırım vaktidir. Vakit çekimser kalma değil, zalimin karşısında dik durma vaktidir” diyerek Türkiye’yi bu kaosa sürüklemeye çalışırken, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise “Türkiye tarafsızlığını korumalı. Herhangi bir şekilde taraf olmamalı” sözleriyle ittifakı ile çelişmiyor mu?
Peki soruyorum sizlere; böyle kritik bir anda görüş ayrılığı olan zihniyet seçimi kazansa ülkeyi felakete götürmezler mi? Müdahil olmadığımız böyle bir durumda bile bizi savaşa sokmaya çalışan, siyasi görüş birliği bile olmayan bubölücü zihniyet kafasına sahip muhalefet koalisyon kurarsa ülkeyi nasıl yönetebilir? Birbirinden bu kadar farklı düşüncelere sahip siyasi oluşumların liderleri ülkenin geleceği için bir araya gelemeyecekleri gibi karar da veremezler. Onların en iyi yaptığı ‘Dostlar alışverişte görsün’ o kadar.
Liderimiz, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde dış politikadaki tecrübesi ile önce ülkemizin ve milletimizin çıkarlarını korumak en elzem önceliğimiz olmalıdır.
Elbette Ukrayna halkının yaşadığı duruma üzülüyoruz. Fakat sorumluluk makamında oturanların duygusallığa kapılıp Türkiye’nin uzun süreli menfaatlerini kenara atma lüksü olamaz. Buradan Akşener’e tavsiyem “keşke böyle konuşmasaydım” dememek için ‘Bin Düşün bir söyle’ olacaktır.
Rusya ve Ukrayna arasındaki kriz bize gösteriyor ki bize bizden başka kimsenin faydası olamaz. Ülkemizin ekonomi, siyasi, diplomatik ve askeri alanda güçlenmesi ve gelişmesi içinvar gücümüzle çalışmalarımıza devam edeceğiz.
20 yılda girdiği 15 seçimde milletinin kendi iradesiyle sandıktan birinci olarak çıkan Ak Parti olarak; ülkemizi gece gündüz demeden büyük emekler, gayretler, fedakarlıklarla kendi tarihine, değerlerine, kültürüne, ihtiyaçlarına, hedeflerine uygun istikamette geleceğe taşımak için canla başla çalışmaya devam edeceğiz.
AK Parti’nin darbeci, bölgesel ve küresel güçlerle mücadelesi hep milletin desteği ile başarıya ulaşmıştır. Bu ülkenin her bir ferdinin hayatına dokunan icraatlarimize yine milletimizin desteği ile inşallah 2023 seçimleri sonrasın da gerçekleştirmeye, Ak Parti imzasını atmaya devam edeceğiz. ” diye konuştu.